25 Kasım 2012 Pazar

Bana bir masal anlat..






80lerde çocuk olmayı bilenler bilmeyenlere anlattı, herkes öğrendi de, peki ya 80lerde gurbette çocuk olmak?

benim için fakirlik demek ve yalnızlık..Akıl almaz bir fakirlik..akıl almaz bir yalnızlık..

yüksek tavanlı, tuvaleti dışarda, uzun koridorlu, sobalı bir evde büyüdüm..geceleri sobanın duvara yansıyan alevlerine bakar hayal kurardım, öyle dalardım uykuya..Ninni söyleyen, masal okuyan yoktu bana..Annem, babam fabrika işçisi..Babam gece vardıyasında, her gün en geç 19:30da evden çıkmak zorunda, annem iki vardiya çalışıyor, bir hafta sabah 4te gidiyor işe, diğer hafta gece 10da çıkıyor..Bu benim için en geç 19'da uyumak demek..Yalnızım evde, babam beni bırakıp işe gidiyor, aklı bende, annem ancak 23 gibi eve geliyor, ben uyumak zorundayım..uykuda bir şey gelmez başıma..

Çok az oyuncağım var..minik bir çiftlik hatırlıyorum sanki, 2-3 minik at, koyun..lego hatırlıyorum bir de, bir avuç dolusu da legom var, nerden geldiği belli olmayan.. bir ev yapmaya bile yetmiyor..herkesin barbie bebeği var ama bizim 'barbi' alacak paramız yok..belki de bebeklerle oynamadığım için kız olmayı öğrenemedim..

Anaokuluna gitmiyorum, yer mi yok, para mı, bizimkilerin evhamından mı bilmiyorum..evdeyim, hep evdeyim..kapının önünde minik bir park var ama, oraya gönderirken bile annemin aklı çıkıyor. 'ya çocuğumun başına bir şey gelirse'..nitekim bir gün kumda oynarken çivi batıyor baldırıma, o günden sonra o park da yasak..hastalıklı bir şekilde korunup, kollanarak büyütülüyorum..her şey yasak..kaykay tabii ki yasak, kolumu bacağımı kırma tehlikesi o kadar yüksek ki.. paten? mümkün değil..ağaçlara tırmanmak? şaka yapıyorsunuz..bisiklet? güldürmeyin beni..

Belki de bu yüzden çok erken öğreniyorum okuma yazmayı..daha okula başlamadan okuyabiliyorum..ve o günden sonra dışarı çıkmak da istemiyorum..Kitaplarım var artık, beni istediğim her yere götürüyor o kitaplar, bana dünyanın kapılarını açıyor..hem annemin artık korkmasına da gerek yok, okurken başıma bir şey gelmez..okumaktan zarar gelmez..

sadece Yılmaz Erdoğan'ın değil, benim de Kemalettin Tuğcu'larım var..o küçücük yüreğim acıyla tanışıyor, okudukça ağlıyorum.. hani zarar gelmezdi okumaktan? O kitaplar bana zarar veriyor!! Ağaçlardan düşmekten, kolu bacağı kırmaktan çok daha büyük hasar görüyorum, yüreğim acıyor, çocukluğum ziyan oluyor..

Çocukluğum demek, kitapların yanı sıra, duvarlarla konuşmak demek..Duvarlarla konuşuyorum..orda kimi görüyorsam artık, cevap veriyorum, sohbet ediyorum, kavga ediyorum..o kadar yalnızım ki, duvarlar arkadaşım oluyor..doktora götürüyorlar endişelenip, hayal dünyası geniş bir çocuk bırakın konuşsun diyor doktor, zarar gelmez, bırakın konuşsun..

80lerde gurbette çocuk olmak demek, et kuyruğu demek..Et almak için kuyruğa giriyoruz, sabah ayazında..Belirli aralıklarla Kızıl-Haç ucuz et satıyor, kişi başına belli bir kilo et..ben de 'kişi' sayılıyorum, o yüzden benim de sabah ayazında babamla kuyrukta beklemem gerekiyor..sadece türkler bekliyor o kuyrukta, almanların böyle bir şeye ihtiyacı yok..

Her yere yürüyerek gitmek demek 80lerde işçi bir ailenin çocuğu olmak..Arabamız yok, otobüse verecek paramız yok, yürüyoruz..zaten yaşadığımız şehir çok küçük, en uzak mesafe 2 saat yürümek demek..yürüyoruz, her yere yürüyoruz..cumartesi haftalık alışveriş yaptığımızda annem babam eli kolu poşet dolu eve kadar kilometrelerce yürüyoruz..

ve yorulunca babamın beni omuzlarında taşıması demek, annemin sırtında taşıması..çok yorulduklarında ve beni tekrar yürütmek istediklerinde polisle korkutmaları demek..'bak kızım polis amca geliyor, hadi in de yürü biraz, kızar sonra sana'..o günden beri kaskatı kesiliyorum polis gördüğümde..hala geçmedi, geçmez de içimdeki polis korkusu..

Haftasonu demek 'videocu' demek..alışveriş bittikten sonra babamla birlikte 'videocu'ya gidiyoruz..Film kiralamaya..bütün bir hafta sonunu evde yeşilçam filmleri ve 'hint filmi' izlereyek geçiriyoruz.. Amitabh Bachchan' a aşığım, en çok onun filmlerini seviyorum. Hep onun filmlerini kiralayalım istiyorum..

Haftasonu demek aynı zamanda misafirlik demek..Ya bizim evi dolduran misafirler, ya bizim gittigimiz..hep aynı aileler, hep aynı şema..Kadınlar mutfakta, lahmacun, içli köfte, kebap, sarma ne gelirse aklına deli gibi yemek yapıyorlar..Erkekler oturma odasında 'hoşkin' oynuyor..ben babamın dizinin dibinde..görüştüğümüz ailelerin hiç kız çocuğu yok, oğlanlar çok nadir alıyor beni aralarına, mutfakta kadınlar arasında oturmaktan sıkılıyorum..en iyisi hoşkin bu durumda..alışığım da zaten..Annemin 'öğlenci' olduğu haftalar babam benimle hep kahveye gidiyor..ne yapsın adam bütün gün çocukla? alıp kahveye götürüyor işte..Sigara kokusu, iskambil kağıtları ve okey taşları arasında büyüyorum..ve ağız dolusu küfürler arasında..kahvede öğreniyorum pişti oynamasını ve kahvede öğreniyorum küfür etmesini..erkeklerin arasında büyüdüğüm için kız olmayı öğrenemiyorum..

Pazar günü demek, banyo günü demek..evimizde banyo yok, leğende yıkanıyoruz..annem su ısıtıyor..sobanın yanında yıkıyor beni, üşütmiyeyim diye..

Gurbette çocuk olmak demek, özlemek demek..Ablam var Türkiye'de..çok seviyorum ablamı, o da beni çok seviyor..Abilerim var, onları da çok seviyorum ama onlar beni pek sevmiyor..olsun, onlar da sever bir gün, ben sevmekten vazgeçmiyorum, onları da özlüyorum..kuzenlerim var, kız kuzenlerim..senede 1-2 hafta dahi olsa arkadaşlarım var, kızlarla oynuyorum 1-2 hafta dahi olsa..hep onların evindeyim, orda yatıyorum çoğu zaman, döşeklere sinmiş o keskin idrar ve ter kokusuna rağmen seviyorum onların yanında olmayı, o kokuya rağmen orda uyumayı seviyorum..mutluyum..geceleri 'dam'da yatıyoruz..Amcam bize yıldızları anlatıyor..'yedi uyurlar'ın hikayesini anlatıyor, en çok o hikayeyi seviyorum, amcamdan hep onu anlatmasını istiyorum..sadece türkiye tatillerinde hikaye anlatılıyor bana..çok mutlu oluyorum..yıldızlar altında uyumak, yıldızların arasında yedi kardeşleri arayıp bulmak, onların  hikayesini dinleyerek uyumak delice mutlu ediyor beni..

Eniştem de var, hatta en çok eniştemi seviyorum..Abilerim ilgilenmese de o ilgileniyor benimle..Ablamla birlikte masal anlatıyorlar bana, hikayeler, tekerlemeler, şarkılar..çok seviyorum eniştemi, ablamı çok seviyorum..Bir küçücük aslancık var, hani şu ormanda koşup oynayan, babası onu çok seven aslancık..onun sonuna çok üzülüyorum, ağlıyorum her seferinde..Ablam gülüyor, sarılıyor bana, burnumu öpüyor, en çok burnumu seviyor ablam..hep burnumu öpüyor..sonra damdan düşen kurbağanın mezar taşı yazısına geliyor sıra..benim şaşkın bakışlarım, tekerlemenin bir türlü bitmemesi, benim daha da çok şaşırmam çok eğlendiriyor ablamı..kahkahası çınlatıyor ortalığı..çok güzel gülüyor ablam..çok güzel bir kadın..elleri çok güzel, yüzü çok güzel, saçları çok güzel..büyüyünce ablam gibi olmak istiyorum..hiçbir zaman ablam gibi olamıyorum..hiçbir zaman ablam kadar güzel gülemiyorum, hiçbir zaman ablam kadar güzel, ablam kadar kadın olamıyorum..

Büyüdükçe ve eniştem çoktan gittiğinde, ben artık ablamı o kadar sevmiyorum..sonra eniştemin ölüm haberi geliyor bir gün, daha sonra ablam ölüyor..veda bile edemiyorum ikisine de..biri çekip gittiği için, birinden ben gittiğim için..oysa en çok ikisini severdim..küçükken.

Dönem önemli değil, gurbette yaşamak demek sevdiklerinize veda edememek demek..

Bir de masal  hattı var Türkiye'de..o 1-2 haftalık tatillerde ben hep masal hattını arıyorum gizli gizli..masal dinleyerek uyuyorum senede bir kaç gün..en mutlu uykularım, en güzel, en mutlu, en neşeli günlerim hep Türkiye tatillerinde yaşanıyor..sonra yine dönüyoruz Almanya'ya..ben ve Türkiye'den getirdiğim kitaplar yine başbaşa kalıyoruz..Annem, babam yine işte..Kitaplar, duvarlar ve ben yine evde..yine özlemeye başlıyorum..o mutlu yaz gecelerini özlüyorum, sobanın yanan alevine bakarken yıldızları özlüyorum, bana anlatılan masalları özlüyorum..doyamıyorum hiçbir şeye..her şey yarım, her şey kısıtlı zamanlara sıkıştırılmış..en geniş zaman yalnızlığa ayrılmış..doyamıyorum çocukluğuma..çocukluğum yarım..


Şimdi anlıyor musun ninnilere, masallara olan açlığımı? hadi bir masal anlat bana..

bitutam


2 yorum:

  1. ne güzel yazmışsın o zor günleri. gözlerim doldu okurken resmen. ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. te$ekkür ederim..güzeldi, her şeye rağmen güzeldi o günler de..bakma sen bana :))

      Sil